Abdullah Gül’den Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin açıklama
Anayasa Mahkemesi’nin hakkında mahrumiyet kararı verdiği Can Atalay’ın belgeleri, Anayasa Mahkemesi tarafından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Mahkeme, dosya hakkında karar verme yetkisinin Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nde olduğunu belirterek belgeyi Yargıtay’a gönderdi.
Yargıtay, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına uyulmaması gerektiğine hükmetti.
Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’yı ihlal ettiğini ve yetkisini aştığını belirten Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay hakkında ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulundu.
ABDULLAH GÜL, KARARI AMAÇ OLARAK GÖRÜYOR
Gelişme gündeme bomba gibi düşerken, siyasetçi ve hukukçulardan da ardı ardına açıklamalar geldi.
Bu isimlerden biri de 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’dü. Gül, yargıdaki gelişmeleri gazeteci Murat Sabuncu aracılığıyla değerlendirdi.
Gül, Yargıtay’ın dün aldığı kararı açıklamanın mümkün olmadığını söyledi. Sözlerine devam eden Gül, Anayasa Mahkemesi üyelerinin Yargıtay tarafından hedef alınmasının yanlış olduğunun altını çizdi.
“YÜKSEK MAHKEME’NİN VERDİĞİ KARARI AÇIKLAMAK MÜMKÜN DEĞİL”
Son olarak gül “Hukuk sistemine ve adalete olan inancımızı kaybetmemek hayati önem taşıyor. Ayrıca Türkiye’nin ekonomik ve dış politika uygulamalarında itibarını zedeleyecek, hükümeti zor durumda bırakacak bu hukuk kaosunun bir an önce çözülmesi bir zorunluluktur. Demokrasi ve anayasal çerçeve konusunda olgun bir anlayış.”söz konusu.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün konuyla ilgili açıklamaları şöyle:
“Yüksek yargı organlarının yetki ve sorumlulukları Anayasamızda açıkça belirtilmiş olmasına rağmen Yargıtay’ın dün aldığı kararı açıklamak mümkün değil. Daha önce de Anayasa Mahkemesi’nin özgürlüğe aykırı vesayet kararlarını eleştirmiş ve reddetmiştik. ama biz Anayasa’ya uyarak gereğini yerine getirmiştik. Yargıtay’ın Haklar Sözleşmesi doğrultusunda özgürlükçü kararları ve bu kararları veren üyeleri hedef alması çok yanlış. Hukuka güvenin sağlanması hayati önem taşıyor. Sistem ve adalet kaybolmaz. Üstelik bu yasa, Türkiye’nin ekonomik ve dış politika uygulamalarındaki prestijini zedeleyecek ve hükümeti zor durumda bırakacaktır. “Kaosu olgun bir demokrasi ve anayasal çerçeve anlayışı içinde hızlı bir şekilde analiz etmek bir zorunluluktur. “